fall to

  1. (a) saldırmak, üzerine atılmak, hücuma/taarruza geçmek/girişmek.
    The swordsman fell to with great
    enthusiasm. (b) yemeye başlamak.
    The girls fell to as soon as they sat down. (c) (bir işe) başlamak, girişmek, dalmak.
    I fell to thinking: Düşünceye daldım.
    Now then, fall to! Haydi, işinize! (d) görevi olmak, (görev) üzerine düşmek.
    It falls to me to thank to the speaker. (e) kendiliğinden kapanmak.
    The lid of the chest fell to.
birine kısmet olmak Verb
nasip olmak Verb
birşeyi yapmaya koyulmak Verb
birşeyi yapmaya başlamak Verb
parçalara ayrılmak Verb
paramparça olmak Verb
kırılmak Verb
parçalanmak Verb
terettüp etmek Verb
birinin hissesine düşmek Verb
birinin payına düşmek Verb
birinin başına kalmak Verb
birinin görevi olmak Verb
birinin üstüne kalmak Verb
birinin sorumluluğuna girmek Verb
birine kalmak Verb
birine düşmek Verb
birşeye başlamak Verb
bir işe koyulmak Verb
(a) başarısızlığa uğramak, pes demek, vazgeçmek, sırtı yere gelmek, yere düşmek, (b) batıl olmak, suya düşmek.
yeniden çalışmaya girişmek Verb
çökmek Verb
tenezzül etmek Verb
sallanmak Verb
(fiyatlar) düşmeye yüz tutmak Verb
kurban gitmek Verb
şartların kurbanı olmak Verb
durumun kurbanı olmak Verb
ayartmalara karşı yenik düşmek Verb
propagandanın kurbanı olmak Verb
varis olmak.
bir emlaki tevarüs etmek Verb
mirasa konmak Verb
özel itina göstermek Verb
zahmete katlanmak Verb
çaba göstermek Verb
birşeyi yapmaya çok hevesli olmak Verb
birşeyi yapmayı çok istemek Verb
birşeyi yapmaya can atmak Verb
...'den mağdur olmak Verb
...'in eline düşmek Verb
... kurbanı olmak Verb
...'in tuzağına düşmek Verb
...'in kurbanı olmak Verb
bir şeye kurban gitmek.
kurbanı olmak, kapılmak.
She fell victim to her desire for new clothes and found herself without money.
birinin kurbanı olmak Verb
birşeyin kurbanı olmak Verb
birşeye kurban gitmek Verb
bir gün gerekir diye bir tarafa beş on kuruş koymak Verb
hükümetin düşmesine yol açmak Verb
(konvoy) kafilenin düzensiz duruma düşmesi
abayı yakmak Verb
çürük tahtaya basmak Verb